Bir Doğa Kampı Macerası!
Geçen sene Ankara ekibimizin organize ettiği doğa kampı etkinliğinin fotoğraflarını gördüğümde ‘’Keşke biz de orada olabilsek’’ demiştim. Neyse ki bu sene Ankara ve İstanbul ekibi temmuzda hep beraber Düzce Güzeldere şelalesi tabiat parkında kamp yapmaya gitmeye karar verdik.
Kamp yapacağımız sabah kampüste toplandık. Herkes çok heyecanlıydı. Daha önce bir çok etkinlik yapmıştık ama bu hepsinden farklıydı. Sabah servis aracı geldiğinde eşyalarımızı hemen yükleyip yola çıkıverdik. Yol boyunca şarkılar söyleyip tempo tuttuk.
Düzce Gölyaka’dan geçerek uzun bir köy yolundan sonra dağa tırmanmaya başladık. O kadar güzel manzaralar karşıladı ki bizleri, adeta büyülendik. ‘’Vay be buralar böyleyse şelale nasıldır’’ diye düşünüyorduk hepimiz. Bir çoğumuz ilk defa çadırda kalacaktı. Çadır kurma eğitimini aldıktan sonra hep beraber çadırlarımızı kurduk. Daha sonra bazılarımız parkı keşfetmek için yürüyüşler yaptı, bazılarımız çeşitli oyunlar oynadı.
Gece ateşimizi yaktık ve etrafında büyük bir daire oluşturduk. Çünkü biz kocaman bir aileydik. Gece boyu yıldızları seyredip beraber şarkılar söyledik. Sabah bol oksijenli mis gibi bir havada kuş cıvıltılarıyla uyandık. Burası hem kuş cenneti hem de Türkiye’nin en yüksek şelalesine sahipti. Gün içinde düğüm atma, el aleti taşıma ve kullanma ve ok atma eğitimleri alarak farklı deneyimler yaşadık.
Çok güzel iki gün geçirerek yüzlerimizde gülümseme ile evlerimize geri döndük…
Not: Okul hayatım boyunca tüm kompozisyon yazılarımı babama yazdırmıştım. Bana bu blog yazısını yazdırdığınız için sizi tebrik ediyorum. :)
Caner Öztürk