Doğmakla Başladı Her Şey!
Doğmakla başladı her şey. İlk diş, ilk adım, ilk sözcük sonra daha büyükleri ilk okul, lise üniversite ve işte iş hayatı. İlk beş yılı hatırlamıyorum. Onlar annemin özelleri. Sonrası hep bir koşuşturma hatta ufak çaplı maraton. Son 4 senemi ailemden uzak bir şehirde ancak yeni ailem olan Canpa ve Canpa’lılarla Ankara’da geçirdim. Geçmiş on bir ayı da annemin özellerini yaşayarak. Artık maratonu avucumun içinde minik iki elle koşuyorum. Çok şanslıyım uzun bir doğum izni süreci geçirebildim. Bilmeyenler için kısa bir detay vereyim. Devlet gebe anne adaylarına 37. haftadan sonra 16 hafta doğum izni veriyor. Yani siz (bayansanız :)) bebeğiniz üç buçuk aylıkken işe başlamalısınız. Peki ben nasıl onuncu ayda geri döndüm? Özel sektörde pek dillendirmeyen ama aslında herkesin sahip olduğu 6 aylık bir ücretsiz izin hakkınız var. Canpa’da bunu kullanmakla ilgili bir sıkıntınız yok. İster benim gibi bebek büyütebilir isterseniz Afrika’da safari yapabilirsiniz Jşanslıyım demiştim çünkü böyle bir izni özel sektörde doğum için kullanmak bile çok zor.
Şimdi gelelim iznin bitimine. Çalışan bayanlar için doğum izninin ilk zamanları efsane bir dönem hele bir de bebek biraz geç gelip evde iki hafta hamilelik yaşayabilirseniz. Sonra hayatınıza bir mucize katılıyor ve her şey değişiyor. itiraf etmeliyim ki İlk üç ay baya hatta baya baya zor. Doyduydu, doymadıydı, sütüm vardı, belki de yoktu, aç da mı uyumuyor gibi siz sürece alışana kadar etrafınızda dönen cümleler ve uykusuzluk evde zombi gibi dolaşmanıza ve beynen çökmenize neden olabiliyor. Tam duruma alışıp bebeğinizle iletişim kurmaya başlarken devlet izni bitiyor ve eğer işe başlamak zorundaysanız şimdi sizin yerinize ben ağlayabilirim. Çünkü bu bir anne bebek kıyımı. Benim gibi şanslıysanız kalan süreçte bebeğinizle bol bol oyunlar oynayıp, onun bir nesneyi kavrayabildiğini, size de aşkla baktığını izleyebilirsiniz.
Bütün bu süreçleri biter ve o büyük gün gelir çatar. İşe başlamanın heyecanı, evdeki minik adamı bırakmanın burukluğu, hem anne hem de çalışan bir kadın olmanın karmaşık, içinden çıkılmaz dramı. İlk gün bir felaket, bildiğin duygu karmaşası çok özlediğin bir ortama dönmek, herkesin sevecen kucaklamaları, bir tarafta da sürekli aklında olan arkandan bakan iki göz…
Biz kadınlar çok güçlüyüz. Ortamı kendi tarafımıza çevirmemiz maksimum on gün. Bütün bu anlattığım kaos bir anda sakinleşip, bir düzene oturup, olağan hale geliyor. İşte işe odaklanma, evde çocukla kaliteli vakit geçirme ve ev işleri :) insan başına gelmeden nasıl yeteceğini bilemiyor. Ama anladım ki anne olmak her şeye yetiyor.
Ben işimi severek yapıyorum. Çalıştığım ortamı, ailem olan çalışma arkadaşlarımı, diğer iş ortaklarımızı seviyorum. Eve gidince oğluma özlemle sarılıyor ve o uyuyana kadar vaktimi ona adıyorum. Geri kalan vakit de hem bana hem de eşime yetiyor. Bugün işe geri döneli tam bir buçuk ay oldu. Ve artık oturmuş, zaman zaman yorulsam da tadına vardığım bir düzenim var.
Didem Buket Çakır